Makaleler

Yengeç – Oğlak

Dönem itibariyle oldukça zorlayıcı, hızlı gelişen, dönüşüme zorlayan enerjiler hakim. 2 Temmuz’da deneyimlediğimiz Güneş tutulmasının ardından, 17 Temmuz’da takip eden bir Ay tutulması sürecine girdik. Yengeç-Oğlak aksında gerçekleşen bu tutulmalar, önümüzdeki aylarda da hayatımızda etkili olacak.

Tutulmalara eşlik eden açı kombinasyonları, gerçekleştikleri evler ve bağladıkları hayat alanları, tutulma etkilerini ve sisteme entegre olacak enerjileri anlayabilmek için çok önemlidir. Ancak tutulmanın gerçekleştiği burçların enerjisini doğru anlamak, tüm altyapıyı oluşturur.

Burç denilen kavram, tamamen arketipsel bir enerji alanın anlatır ve Zodyak’taki 12 tip arketip, enerjinin çalışacağı ana rengi, sergilenecek oyununun konusunu, arka fonunu, ana rengi bize söyler. Bir gezegenin bir burçtan geçişi / seyri sırasında yaptığı kontaklar ise, sahnedeki aktörün rolü ve kimliğini, ayrıca bu kimliğin, sahnelenen oyunu nasıl etkileyeceğini anlatır. Bu sebeple, tutulmaları veya göksel bir kombinasyonu okurken, hem oyunun konusunu, hem de aktörlerin rolünü iyi anlamak gerekir.

Klasik astrolojide, yengeç arketipi ev, aile yuva, soy, duygular gibi kavramlarla, oğlak arketipi ise toplumsal statü, hayatın zirvesi, kadersel yol, kariyer gibi kavramlarla tanımlanır. Ezoterik anlatımlarda ise kavramlar biraz daha derine inmektedir.

Kabalistik hayat ağacı glifinde Yengeç arketipi, Satürn ile Mars arasında konumlanan Yol ile ilişkilidir. İki malefik gezegen arasında yerleşen bu yol, oldukça sert etkileri olan bu iki gezegeni dengeler, etkilerini yumuşatır. Bunu yaparken dişil enerjinin gücünü kullanır, yani böler, sınırlar, çevreler, küçültür ve böylelikle dışarı kapalı hale getirerek bir anlamda muhafaza eder.

Yengeç yoluna atanan İbranice harf “Chet” harfidir ve “çit, muhafaza, kap” anlamına gelir. Bir alanı çit ile çevirdiğinizde, onu bütünden ayırmış, bölmüş, sahiplenmiş ve kendi insiyatifinizde yönetecek yetkinliği sağlamış olursunuz. Bu kavramı genişletirsek, ülke, şehir, tarım arazisi, çiftlik, site, evimiz, evimizin içinde bize ait oda gibi, sınır çekerek bütün içinden ayırdığımız her bir alan, Yengeç kavramı dahilindedir. Bu kavramın gölge ifadesi içerisi-dışarısı arasındaki hattın keskinleştiği durumlarda, ötekileştiren bir bölücülük veya fanatizm olarak çalışırken, aydınlık ifadesi daha küçük birimler haline getirerek daha rahat bir koruma, sorumluluk ve kontrol alanı belirlememize yardımcı olur. Toplumun en küçük birimi olan aile ile ilişkisi bu sebeptendir. Ayrıca güç üretmenin yolu sınır çizmekten geçer. Yere yayılmış benzin yandığında ısı üretir ancak açığa çıkan enerji boşa akar. Yanma işlemi sınırlanmış bir kapla entegre edildiğinde, örneğin bir araç motorunun piston silindir düzeneğinde kullanıldığında ise, hareket enerjisi elde edilir. Bu yüzden hayatın devamlılığı, üretkenlik ve verim için sınırların doğru yerde çekilmesi çok önemlidir, hayata dönük, gelişime açık, üretken, cesur olabilmekle, içe dönük, ürkek, endişeli, güvensiz, pasif olmamız, aile-toplum arasında çekilen sınırlara ve bu sınır hattının dışarıyla olan sağlıklı geçişkenlik oranına bağlıdır. Abartılmış, aşırı güvenli bir hayatın bazen hapishanede yaşanan ile bir farkı yoktur ve hayatın akışı içinde olmamak bireysel gelişimi durdurur.

Bu yüzdendir ki, Satürn’ün yoğun ve kısıtlayıcı enerjisini yumuşatıp dengeleyecek olan Yengeç yolunda eğer Satürn gezegeni yerleşiyorsa, bu yumuşama mümkün olamaz. Yengeç burcunda zarar gören Satürn, bu yerleşimiyle yoğun bir aile / soy karmasına işaret eder ve sınırları doğru belirlemenin o kişinin hayatında oldukça kritik bir sınav olduğunu ifade eder. Korumak adına avuçlarımızda tuttuğunuz küçük bir canlı, avuçlarımızı fazla sıkarsak canından olur. Yaşam veya ölüm, sınırlama eyleminin dozuna bağlıdır.

Oğlak arketipi ise, yuvada, sınırları belli alanda kalarak, sürekli geçmişi gözden geçirip, deneyimlerini güvenlik tehtidlerini belirlemek ve tedbir almak için kullanan Yengeç arketipinin zıddı olarak, bireysel ilerlemenin ifadesidir. Artık güvenliğiyle çok ilgilenmez çünkü geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki bağlantıyı algılamış, ilerlemenin önünde engel olarak durak duygusal, korku dolu, kendi ihtiyaçlarına yönelmiş alandan çıkıp büyümeye karar vermiş, hayat amacına doğru ilerleyen vizyoner kişidir. Duygusal güvenlik ihtiyacı artık ona ayak bağı değildir, acı çekmenin sırrına ermiş, bilgeleşmiştir.

Oğlak arketipine karşılık gelen “Ayın” harfi, Hayat Ağacında Güneş-Merkür arasında açılan yolda yerleşir, kelime “Göz” anlamına gelir. Şekil olarak Ayın harfi, tepe kısmında birer nokta olan iki sapın, bir sapan gibi alt uçta birleşmiş bir görünümüdür. İki Yod harfi (İlahi kıvılcım) aşağı doğru uzar (dünyaya tezahür eder, aşağı aleme iner) ve en alt uçlarından birleşir. Fiziksel olarak iki gözümüzden çıkan optik sinirlerin, beyin kabuğundaki optik kiazmada birleşmesidir. Ezoterik olarak iki göz iki kutbu, dualiteyi, alt kısımda birleşmeleri ise, dualitenin tek bir kaynakta birleşmesini, madalyonun iki yüzünün aslında tek bir madalyonun iki ayrı görünümü olmasını temsil eder. Bu yüzdendir ki, Oğlak arketipi fiziksel görünün üstüne çıkmayı, geçmiş ile gelecek arasındaki görünürdeki dualiteyi aşmayı, ŞİMDİ’nin dolayısıyla ZAMAN’ın anlamını bilmeyi, hepsi arasında doğru bağlantıyı kurmayı ve bir vizyoner olarak, ŞİMDİ’yi şekillendirmek yoluyla GELECEĞE etki etmeyi, kendinden sonrakilere hizmet etmeyi temsil eder. Yaşlı bir adamın, kendi göremeyecek bile olsa bahçesine ağaç dikmesi gibidir Oğlak enerjisi, ZAMAN kavramını anlamıştır ve gereğini yapmaktadır.

“Ayın” yolunun Güneş-Merkür arasında uzanan bir yol olması ve yolun dişil sol sütuna doğru açılması ise, Güneş’in biçimlendirme, bağlama ve sınırlama kabiliyetini ve Güneş ile ifade edilen Öz bilincin, Ruh’un, bir beden vasıtasıyla dünyaya doğacağı tekamül hikayesinin (kaderinin, karmasının) zihinsel algı (Merkür) olarak dünyevi hayata yüklenme sürecini anlatır.

Tutulma enerjilerine tekrar dönersek, konuyla ilgili yayınlanan ehil yorumlara ek olarak şunları söylemek isterim. Yengeç burcunda yaşanan Güneş tutulması, kadersel yolumuzda yürümek yerine kararlarımızı güvenlik ve sınırlamalar lehine alma eğilimimizi, büyümeye, sorumluluk almaya, dönüşmeye gösterdiğimiz dirençleri işaret etmekte çünkü, tutulma esnasında bilinçli-iradi tarafımızı gösteren Güneş, Yengeç burcunun yöneticisi olan ve bilinçaltını ifade eden Ay yönetiminde ve Satürn-Pluto baskısı altında idi, açısal bağlantıdaki Neptün ise geçmiş mağduriyetlerimizle kendimizi kurban algılamak adına tutulmaya destek oldu. Önümüzdeki hafta gerçekleşecek Ay tutulması ise, kendi çıkarlarımız ve güvenli alanımız adına attığımız adımların sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacağımıza işaret ediyor. Kolektifi gözeterek alamadığımız kararlar yüzünden, bizim yapamadığımızı sistemin bize direteceğini, sorumlulukların biz istesek de istemesek de sırtımıza yükleneceğini, girmek istemediğimiz o havuza ayağımız kayıp düşeceğimizi, su yutacağımızı, çırpınacağımızı, ancak hayatta kalmak adına yüzme öğrenmek zorunda kalacağımızı söylüyor.

Bu dünyaya geliş amacımız sadece kendi gelişimiz için değildir, hayat için “ben bulunduğum yerde güvendeyim, oynamıyorum” deme şansımız yoktur. İçinde bulunduğumuz, parçası olduğumuz sistemin de hizmetlileriyiz, korkularımızdan arınıp, bildiğimizi tekrar hatırlamak dileğiyle…

Bir cevap yazın

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.