Gölgelerimizle bütünleşmedikçe TAM olamayız !
Yazdığım her şey, içsel bir zorunluluğun sonucuydu. Kaynakları da kaderimde olan bir zorlama. Yazdıklarım bana içimden saldıran şeylerdi… Beni harekete geçiren ruhun konuşmasına izin verdim. ( Carl Gustav Jung)
Gökyüzü bir süredir Plüton ile yakın temastaki Mars-Venüs kavuşumunu ön plana çıkarıyor, epeydir beraber yol alan bu üçlü, “eril / dişil – çözülme / dönüşme” temalarını bilincimize kazımakta. Bugün anaretik yani kriz derecesi 29 derece baskısıyla konular iyice zorlar hale geldi. En temel uyarı ise, bir süre önce Boğa-Akrep aksında seyreden Ay Düğümleri ile irtibat kurarak kadersel kavşağa gelmeleri. Düğümlerin yöneticileri de olan Mars ve Venüs’ün bu sürecinde, sistem sanki sorunlarını aşamayan bir çifti bir odaya kilitleyip, “halledene kadar bu odadasın, ya sağlamlaştır (Boğa) ya da bırak (Akrep)” diyor.
Mars ve Venüs, Ay ve Güneş’in alt arketipleri olarak, daha güdüsel seviyedeki eril / dişil ilişkisi anlatır. Jung’un özellikle vurguladığı “Anima (erilin içindeki gölge, bütünleşmesi gereken dişil arketip)” ve “Animus (dişilin içindeki gölge, bütünleşmesi gereken eril arketip) ” bize ilişkiler yoluyla, Mars-Venüs aracılığıyla yansır. Bir süredir bu ikili bir arada ve aralarındaki kutuplaşmayı birleştirebilmek için yakın temastalar ama kutupluluğun yarattığı stres ve kavuşum açısının yarattığı subjektif bakış sebebiyle, Pluton’un direttiği güç ve iktidar arzusuna kurban olmadan nasıl dönüşüp, aslında içteki savaşın dışarıda seyredildiği bilgisine ulaşabileceklerini bilemiyorlar.
Basit bir ifadeyle, eril kendi içindeki dişil yönü ile, dişil ise kendi içindeki eril yönü ile bütünleşmesi için fırsat yaratan bu kavuşumu, içsel bir savaşın dışa vurumu şeklinde deneyimliyor. Konu başlıkları; GÜÇ, ALMA-VERME DENGESİ, ÖZ DEĞER, EMPATİ, BENCİLİK, ÇATIŞMA….
Eril artık dişilden aldığı ve alıştığı hoş görü ve yumuşaklığı, dişil ise erilden aldığı ve alıştığı değer duygusunu hissedemiyor, dolayısıyla tüm açlıklar ayakta… Suçluyu dışarıda aramaya devam ederler, konunun bir suç değil kendi içlerinde bir türlü gideremedikleri ve dışarıdan tamamlamaya çalıştıkları bir açlık meselesi olduğunu fark edemez ve Pluton’un istediği dönüşüme yürümezlerse, Kova burcuna geçişleri, ferdiyeti ön plana çıkarıp, “BİZ” kavramını çözebilir.
Kova geçişinden hemen önce bu kavuşum, 6 Mart sabah saatlerinde Koç seyrindeki AY ile tetiklenecek, prenses Venüs bayrağı Kraliçe’ye teslim edecek, öyle görünüyor ki Kraliçe de Mars’a onun dilinden konuşacak çünkü Koç burcunda iken Mars yönetiminde ve savaş baltaları elinde. Ardından Boğa burcuna geçişiyle sakinliyor, fırtına sonrası gibi… Dışarıdaki savaşın içteki yansıma olduğunu anlamamız için tüm pikler hazır, sadece anlamamız gerekiyor “Gölgelerimizle bütünleşmedikçe TAM olamayız” …..